Alacağın Tahsili; Türk Hukuku’na göre alacak tahsili yollarından biri dava açmak, diğeri ise icra takibi başlatmak, yani alacaklının alacağının Devlet tarafından borçludan talep edilmesidir. Alacakların tahsiline ilişkin aşağıda vereceğimiz bu bilgiler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu kapsamında düzenlenmiştir.
Alacağın Tahsili Nedir?
Alacağın tahsili, bireylerin veya şirketlerin, vadesi gelmiş (ödeme günü geçmiş) ancak borçlusu tarafından ödenmemiş olan parasal haklarını (fatura, çek, senet, kira, borç sözleşmesi vb.) yasal veya dostane yollarla elde etme sürecidir.
Ticari ve sosyal hayatın devamlılığı için alacakların zamanında ödenmesi esastır. Bir alacak ödenmediğinde, alacaklının önünde temelde iki farklı yol bulunur:
- Sulh Yolu (Dostane Çözüm): Alacağın, mahkeme veya icra dairesine başvurmadan, borçlu ile müzakere edilerek (ihtarname çekme, uzlaşma protokolü yapma) tahsil edilmeye çalışılmasıdır.
- Hukuki Yol (Cebri İcra ve Dava): Borçlu ödemeyi kabul etmediğinde, alacağın devlet gücü (icra daireleri ve mahkemeler) aracılığıyla zorla tahsil edilmesi yoludur.
Bu rehberde, bu iki yöntemin nasıl işlediğini ve alacağınızı en hızlı şekilde tahsil etmek için hangi adımları atmanız gerektiğini inceleyeceğiz.
Sulh Yolu (Dostane Çözüm ve İhtarname)
Alacağın tahsili için her zaman doğrudan icra takibi veya dava açmak en verimli yol olmayabilir. Özellikle borçluyla ticari ilişkinin devam etmesi isteniyorsa veya borçlunun ödeme niyeti varsa, “Sulh Yolu” (dostane çözüm) hem daha hızlı hem de daha az maliyetli bir yöntemdir.
Bu yöntem, borçluyla iletişime geçmeyi, ödeme için bir protokol (ödeme planı) yapmayı veya uzlaşmayı kapsar.
Bu Yöntemin En Güçlü Aracı: İhtarname Çekmek
Sulh yolu sürecinin en resmi ve en önemli adımı, borçluya noter aracılığıyla bir “ihtarname” (uyarı yazısı) göndermektir.
İhtarname sadece “borcunu öde” demek değildir; aynı zamanda çok önemli hukuki sonuçları vardır:
- Borçluyu Temerrüde Düşürmek: İhtarname, borçluya “borcunu ödemekte geciktiğini” resmi olarak bildirir. Borçlu, bu ihtarnameyi aldığı tarihten itibaren “temerrüde düşmüş” sayılır.
- Faiz Başlangıcı: Eğer borç sözleşmenizde faizle ilgili bir madde yoksa, ihtarname çektiğiniz tarihten itibaren yasal faiz işlemeye başlar.
- Son Uyarı Niteliği: İhtarname, borçluya “eğer bu ödemeyi yapmazsan, bir sonraki adım icra takibi ve dava olacak” mesajını verir ve genellikle borçlu üzerinde ciddi bir ödeme baskısı yaratır.
- Delil Niteliği: Ödeme yapılmazsa ve dava açılırsa, bu ihtarname sizin “iyi niyetle” alacağınızı talep ettiğinizi kanıtlayan güçlü bir delil olur.
Eğer borçlu, ihtarnameye rağmen ödeme yapmazsa, artık “Sulh Yolu” tükenmiş sayılır ve “Hukuki Yol”a geçmek zorunlu hale gelir.
Hukuki Yol (Cebri İcra ve İcra Takibi)
Sulh yoluyla (ihtarnameye rağmen) ödeme yapılmazsa, alacaklının alacağını devlet gücüyle (zorla) tahsil etmesi gerekir. Bu sürece “Cebri İcra” denir ve bu işlemler İcra Müdürlükleri aracılığıyla yürütülür.
Türkiye’de alacağın tahsili için başlatılan icra takibi, alacaklının elindeki belgenin niteliğine göre temelde ikiye ayrılır:
İlamsız İcra Takibi (En Yaygın Yöntem)
Nedir? Alacaklının, alacağını ispatlamak için bir mahkeme kararına (ilama) ihtiyaç duymadığı takip yoludur. Fatura, sözleşme, çek, senet (kambiyo senedi), kira sözleşmesi veya hiçbir belgeye dayanmayan para alacakları için bu yola başvurulur.
Süreç: Alacaklı (veya avukatı), İcra Müdürlüğü’ne başvurarak bir “takip talebi” oluşturur. İcra Müdürlüğü, borçluya bir “Ödeme Emri” gönderir.
Borçlunun Durumu: Borçlu, bu ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra:
- a) Borcu Öder: Borcu (faizi ve masraflarıyla) 7 gün içinde öder ve dosya kapanır.
- b) İtiraz Eder: 7 gün içinde İcra Müdürlüğü’ne giderek borca, faize veya imzasına (senet/çek için) itiraz eder. Borçlu itiraz ettiği anda, icra takibi durur.
- c) Hiçbir Şey Yapmaz (Takip Kesinleşir): Borçlu 7 gün içinde itiraz etmez ve ödeme yapmazsa, takip kesinleşir ve alacaklı, borçlunun mallarına (maaş, ev, araba, banka hesabı) haciz koyma hakkı kazanır.
İlamlı İcra Takibi
Nedir? Alacaklının elinde, alacağını ispatlayan bir Mahkeme Kararı (İlam) veya mahkeme kararı niteliğinde bir belge (örn: noter senedi, Tüketici Hakem Heyeti kararı) olduğu durumlarda başvurulan takip yoludur.
Süreç: Alacaklı, bu mahkeme kararını İcra Müdürlüğü’ne sunarak bir “İcra Emri” gönderilmesini talep eder.
Borçlunun Durumu: Bu yolda, borçlunun borcun esasına (yani “benim borcum yoktu” demeye) itiraz etme hakkı yoktur. Çünkü bu konu zaten bir mahkemede görülmüş ve karara bağlanmıştır. Borçlu, sadece borcu ödemekle veya takibin usulsüz yapıldığı gibi çok teknik konulara itiraz etmekle yükümlüdür.
İcra Takibi Durursa Ne Olur? (İtirazın İptali Davası)
İlamsız icra takibinde (Adım 4’te anlatılan), borçlu 7 gün içinde İcra Müdürlüğü’ne giderek “benim böyle bir borcum yok” şeklinde bir itirazda bulunursa, icra takibi otomatik olarak durur. Alacaklı artık haciz işlemlerine devam edemez.
Alacaklının, duran bu takibi devam ettirebilmek ve alacağının varlığını hukuken kanıtlamak için bir mahkemeye başvurması gerekir. Bu sürece “İtirazın İptali Davası” denir.
İtirazın İptali Davası Nedir?
Bu dava, borçlunun icra takibine yaptığı “haksız” itirazın mahkeme yoluyla iptal edilmesini ve duran icra takibine devam edilmesini sağlayan bir davadır.
- Dava Süreci: Alacaklı, borçlunun itirazının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 (bir) yıl içinde, Asliye Hukuk veya Ticaret Mahkemesi’nde (borcun niteliğine göre) bu davayı açmalıdır.
- İspat Yükü: Bu davada, alacaklı (davacı), borçludan (davalı) alacaklı olduğunu ispatlamakla yükümlüdür. (Örn: Fatura, sözleşme, e-posta, tanık, banka dekontu vb. delillerle).
- Dava Kazanılırsa: Mahkeme, alacaklının haklı olduğuna ve borcun varlığına karar verirse, borçlunun itirazını iptal eder. Alacaklı, bu mahkeme kararıyla duran icra dosyasına devam edebilir ve haciz işlemlerini (maaş, ev, araba haczi) başlatabilir.
İcra İnkâr Tazminatı (Borçlunun Cezalandırılması)
Bu davanın en önemli sonuçlarından biri de İcra İnkâr Tazminatıdır.
Eğer mahkeme, borçlunun “borcu olduğunu bildiği halde” kötü niyetle icra takibine itiraz ettiğine kanaat getirirse, borçluyu, alacak tutarının yüzde yirmisinden (%20) az olmamak kaydıyla ek bir tazminat ödemeye mahkum eder. Bu, borçlunun haksız itirazının bir “cezası” niteliğindedir.
Alacağın Tahsili Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Elimde hiçbir belge (senet, fatura) yok. Sadece sözlü olarak borç verdim. Alacağımı tahsil edebilir miyim?
Evet, edebilirsiniz. Elinizde yazılı bir belge olmaması, alacağınızın olmadığı anlamına gelmez. Ancak bu durumda, doğrudan “ilamsız icra takibi” yapmak (borçlu itiraz edeceği için) zaman kaybı olabilir. Genellikle, alacağınızı “Alacak Davası” açarak ve bu borcu tanık, banka dekontları (“borç” açıklamalı transferler), e-posta veya WhatsApp yazışmaları gibi diğer delillerle ispatlayarak tahsil etmeniz gerekir.
İlamsız icra takibinde borçlu itiraz ederse ne olur?
Borçlu, ödeme emrini tebliğ aldığı tarihten itibaren 7 gün içinde İcra Müdürlüğü’ne itiraz ederse, icra takibi otomatik olarak durur. Alacaklı, duran bu takibe devam edebilmek (haciz yapabilmek) için, itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde “İtirazın İptali Davası” açmak zorundadır.
İtirazın İptali Davasını kazanırsam ne olur?
Mahkeme, sizin haklı olduğunuza ve borcun varlığına karar verirse, borçlunun itirazını iptal eder ve duran icra takibine devam etme hakkı kazanırsınız. Ayrıca, mahkeme, borçlunun “kötü niyetle” itiraz ettiğine karar verirse, borçluyu alacak tutarının %20’sinden az olmamak kaydıyla “İcra İnkâr Tazminatı” ödemeye mahkum eder.
Çek veya senet alacağım var. Süreç farklı mı?
Evet, farklıdır. Çek ve senet (bono, poliçe) “kambiyo senedi” sayılır ve bunlar için “Kambiyo Senetlerine Özgü” özel bir icra takibi yolu vardır. Bu yolda, borçlunun itiraz süresi 7 gün değil 5 gündür ve borçlu itirazını İcra Müdürlüğü’ne değil, doğrudan İcra Mahkemesi‘ne yapmak zorundadır. Bu yol, normal ilamsız takipten daha hızlı ve güçlüdür.
Sonuç: Alacak Takibi Karmaşık ve Teknik Bir Süreçtir
Bu rehberde de görüldüğü gibi, “alacağın tahsili” süreci, basit bir para talebinden çok daha fazlasıdır. Dostane çözüm yollarından (ihtarname) başlayarak, icra takibi (ilamlı/ilamsız), borçlunun itirazı ve bu itirazın kaldırılması (itirazın iptali davası) gibi birçok teknik ve sürelere bağlı hukuki aşamayı içerir.
Doğru takip yolunu (ilamsız takip, kambiyo senedi takibi vb.) seçmek, itiraza karşı doğru davayı (itirazın iptali) açmak ve bu davalarda alacağı doğru delillerle (fatura, tanık, dekont) ispatlamak, alacağınızı tahsil edebilmeniz için hayati önem taşır. Bu süreçte yapılacak usul hataları veya kaçırılacak süreler (itiraz için 7 gün, dava için 1 yıl), haklı alacağınızı kaybetmenize neden olabilir.
Glory Hukuk olarak, ticari ve bireysel alacakların tahsili konusunda uzman bir ekiple çalışıyoruz. Bu teknik süreçlerin tamamını sizin adınıza yönetmek için buradayız.
Alacaklarınızın tahsili ve icra hukuku süreçleri hakkında profesyonel hizmet almak için, ana hizmet sayfamız olan Ankara İcra Avukatı sayfamızı (yakında) ziyaret edebilir veya tüm genel hukuki ihtiyaçlarınız için Ankara Avukat sayfamızdan bize ulaşabilirsiniz.


