Boşanma davaları denildiğinde, Türkiye’de akla gelen ilk ve en yaygın sebep “şiddetli geçimsizliktir”. Ancak bu, halk arasında kullanılan bir terimdir. Hukuken karşılığı ise “Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması“dır (Türk Medeni Kanunu m. 166).
Bu dava türü, evliliğin “çekilmez” hale geldiğini iddia eden eşin, bu iddialarını mahkemede ispatlamasını gerektiren, teknik ve delile dayalı bir süreçtir. Sadece “artık anlaşamıyoruz” demek, boşanma kararı için yeterli değildir.
Bu rehberde, “şiddetli geçimsizlik” olarak bilinen bu dava türünün hukuki temelini, Yargıtay’ın neleri geçimsizlik saydığını, davanızı nasıl ispatlamanız gerektiğini ve bu süreçteki en kritik unsur olan “kusur” durumunun nafaka ve tazminat taleplerinizi nasıl doğrudan etkilediğini inceleyeceğiz.
Şiddetli Geçimsizlik Nedir?
Halk arasında ‘şiddetli geçimsizlik’ olarak bilinen boşanma sebebi, hukuken Türk Medeni Kanunu‘nun 166. maddesinde düzenlenen ‘Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması‘dır. Bu, eşler arasında ortak hayatı sürdürmelerinin kendilerinden beklenemeyecek derecede ve kalıcı olarak çekilmez hale gelmesi anlamına gelir.
Burada önemli olan, ‘geçimsizliğin’ soyut bir kavram değil, mahkeme tarafından ‘evlilik birliğini temelden sarsacak’ ağırlıkta görülmesi ve bunun ispatlanması zorunluluğudur.
Yargıtay Kararlarına Göre Şiddetli Geçimsizlik Sayılan Haller Nelerdir?
Hakim, boşanmaya karar vermek için somut olgular görmek ister. Yargıtay kararlarına göre ‘şiddetli geçimsizlik’ (evlilik birliğinin sarsılması) olarak kabul edilen başlıca davranışlar şunlardır:
- Güven Sarsıcı Davranışlar: (Zina boyutuna varmasa bile sürekli başkalarıyla flörtleşmek, sosyal medyadan uygunsuz yazışmalar yapmak, yalan söylemek.)
- Ekonomik Şiddet: (Eşin çalışmasına izin vermemek, gelirini elinden almak, sürekli borç yapmak, evin ihtiyaçlarını karşılamamak, cimrilik düzeyinde harcama kısıtlaması.)
- Psikolojik ve Sosyal Şiddet: (Sürekli hakaret etmek, aşağılamak, ailesini küçümsemek, sosyal ortamlarda küçük düşürmek, ilgisizlik, sevgisizlik.)
- Fiziksel Şiddet: (Darp, itip kakma, eşyaları fırlatma. Bu aynı zamanda ‘hayata kast’ gibi özel bir sebep de olabilir.)
- Cinsel Yükümlülükleri Yerine Getirmeme: (Makul bir sebep olmaksızın cinsel birliktelikten kaçınmak.)
Önemli Not: Mahkeme, genellikle tek bir olaya değil, bu davranışların süreklilik kazanıp kazanmadığına ve evliliği çekilmez hale getirip getirmediğine bakar.
Şiddetli Geçimsizlik Nasıl İspatlanır? (Deliller ve Tanık Beyanı)
Şiddetli geçimsizlik davası bir ispat ve delil davasıdır. Soyut iddialar (örn: “Bana kötü davranıyordu”) yeterli değildir.
- Tanık (En Önemli Delil): Bu davaların bel kemiği tanıktır. Aile üyeleri, ortak arkadaşlar, komşular gibi geçimsizliğe bizzat şahit olan kişilerin beyanları hayati önem taşır.
- Diğer Deliller:
- Mesajlar: WhatsApp, SMS veya sosyal medya yazışmaları (hakaret, tehdit, ilgisizlik içeren).
- Banka Kayıtları: (Ekonomik şiddeti veya güven sarsıcı harcamaları ispatlamak için).
- Fotoğraflar/Videolar: (Fiziksel şiddet veya güven sarsıcı davranışlar için).
- Darp Raporları, Otel Kayıtları, Kolluk Tutanakları.
Kusur Durumu ve Sonuçları (Tazminat & Nafaka)
Şiddetli geçimsizlik davasında deliller toplandıktan ve tanıklar dinlendikten sonra, hakim bir “kusur belirlemesi” yapar. Bu belirleme, sizin boşanıp boşanamayacağınızı ve en önemlisi, maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafakası alıp alamayacağınızı doğrudan belirler.
- Ağır Kusurlu Eş: Evlilik birliğinin sarsılmasında sorumluluğu çok daha fazla olan taraftır (Örn: Sürekli hakaret eden, şiddet uygulayan, sadakatsiz davranan eş). Ağır kusurlu eş, diğer taraftan tazminat veya yoksulluk nafakası talep edemez.
- Eşit Kusurlu Eşler: Mahkeme, her iki tarafın da evliliğin bitişinde eşit sorumluluğu olduğuna karar verirse (örn: biri hakaret ederken diğerinin de şiddet uygulaması), taraflar birbirinden maddi/manevi tazminat talep edemez. Ancak yoksulluğa düşecek olan taraf, (eşit kusurlu olsa bile) yoksulluk nafakası talep edebilir.
- Az Kusurlu Eş: Evliliğin bitişinde daha az sorumluluğu olan taraftır. Az kusurlu eş, ağır kusurlu olan diğer taraftan hem maddi/manevi tazminat hem de yoksulluk nafakası talep edebilir.
Bu nedenle, bu davada amaç sadece boşanmak değil, aynı zamanda karşı tarafın “ağır kusurlu” veya en azından “eşit kusurlu” olduğunu ispatlayarak mali haklarınızı koruma altına almaktır.
Boşanma davalarında önemli bir konu olan Tedbir Nafakası konusundaki yazımızı da okuyabilirsiniz.
Glory Hukuk’un Rolü: İspat Yükü ve Kusur Belirlemesi
Şiddetli geçimsizlik davasının en zor kısmı, soyut iddiaları somut delillere dönüştürmektir. Avukat Aliye Yıldız Varsın ve Glory Hukuk ekibi olarak bu süreçteki rolümüz, müvekkilimizin yaşadıklarını hukuki bir çerçeveye oturtmaktır:
- Delil Değerlendirmesi: Sunduğunuz WhatsApp mesajlarının, banka dekontlarının veya tanık listesinin “hukuka uygun” ve “davayı kazanmaya yeterli” olup olmadığını analiz ederiz.
- Tanıdık Hazırlığı: Davanın bel kemiği olan tanıklarınızı, mahkemede hangi sorulara net cevap vermeleri gerektiği konusunda hazırlarız.
- Kusur Tespiti: Karşı tarafın “ağır kusurlu” olduğunu ispatlamaya yönelik bir dava stratejisi kurarak, tazminat ve nafaka taleplerinizin hukuki zeminini güçlendiririz.
Bu yazımızla birlikte Anlaşmalı Boşanma Davası başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.
Sonuç
Şiddetli geçimsizlik (evlilik birliğinin temelden sarsılması), ispatı en zor ve en teknik boşanma davalarından biridir. Bu davada “haklı” olmanız yetmez, “haklılığınızı kanıtlamanız” gerekir. Eksik bir delil veya yanlış bir tanık beyanı, haklıyken haksız duruma düşmenize, tazminat ve nafaka haklarınızı kaybetmenize neden olabilir.
Glory Hukuk ve Danışmanlık olarak, bu zorlu ve yıpratıcı süreçte sizin hukuki rehberiniz olmaya hazırız. Davanızın en başından itibaren doğru bir strateji kurmak için Ankara Boşanma Avukatı ekibimizle iletişime geçin. Hukukun her alanındaki tüm sorunlarınız için Ankara Avukat sayfamızdan uzmanlarımıza ulaşabilirsiniz.


